Hepimizin “Milyoner” adlı filmden tanıdığı Üç Silahşörler romanının yazarı. Tıpkı Dostoyevski gibi borçlarını ödeyebilmek için sürekli yazan yazarlardan. Yüzlerce eser meydana getirmiştir. Ancak zaaflarına düşkün biri olması sebebiyle  borçlarını ödeyebilmek konusunda pek başarılı olduğu söylenemez.  Tabi bunu yanında pek çok filme de konu olmuş kitaplara sahip. Monto Kristo Kontu ise en ünlü kitaplarından. Üstüne üstlük kitap okumayı sevmeyen pek çok insana kitap okumayı sevdirecek bununla birlikte hiç de boş olmayan gayet güzel edebi bir eser. Bir macera romanı. Mümkünse ortaokul çağındaki çocuklara zorunlu olarak okutulmalı. Tarihsel romanlarıyla da dikkat çekmektedir.  Bir Fransız ve tarihi romanlar yazan birisi olarak Napolyan hakkında eser vermemesi eşyanın tabiatına aykırıdır. Genelder omanlarında haksız yere hapishanelere giren birileri vardır. Ama umut asla tükenmez. Kitapların sonu ise ne kadar kendini iyi bir insan olarak niteleyen okuyucu için istediği gibi olsa da “Bazen insan çok mutluyum diyemeyecek kadar çok acı çekmiş olabilir” sözü Siyah Lale’nin son satırları olsa da aynı duyguyu diğer kitaplarında da verir. Bunun yanında Monto Kristo Kontunun son tümcesi “Bekle ve ümit et” de ümitvar kişiliğini göstermektedir.
  Oğlunun ismi de Alexandre olduğu için baba eki getirilerek anılır. Pek çok kadınla ilişkisi ve pek çok gayri meşru çocuğu olmuştur. Evlilik onu bu zevklerden alıkoymamamıştır. Avukat olmak isterken kendisini kralın hizmetinde bulması da sanki bir ironidir.